Nafaka, mahkeme kararı ile kişinin geçiminin sağlanabilmesi için yükümlü tarafından yargılama devam ederken veya sonrasında ödenen tutar olarak tanımlanabilir. Nafaka miktarı mahkemece her dosyada somut duruma göre ayrı bir değerlendirme yapılarak belirlenir.
Mevzuatımızda 4 ayrı nafaka türü (Tedbir Nafakası, Yoksulluk Nafakası, İştirak Nafakası, Yardım Nafakası) düzenlenmiştir. Sayılanlardan yardım nafakası boşanmaya konu olmayan tek nafaka türüdür.
Tedbir Nafakası
Yargılama devam ederken yoksulluğa düşecek eşe diğer eş tarafından geçici olarak ödenen nafaka türüdür. Müşterek çocuğun var olması halinde çocuk lehine de hükmedilir. Tedbir nafakası hakim tarafından resen karar verilmesi gereken bir konu olduğundan yoksulluğa düşecek eş tarafından herhangi talepte bulunulmasa dahi şartların oluştuğunu gören hakimin bu nafaka türüne hükmetmesi gerekir. Geçici mahiyette olan bu nafaka türü bakımından haklılık, kusur durumu vs. tartışmalarına girilemez. Tedbir nafakası için verilen karar bir ara karar niteliğinde olduğundan bu karara yükümlü eş tarafından itiraz edilebilir.
Yoksulluk Nafakası
Yargılama bittikten sonra diğer eş tarafından yoksulluğa düşecek eşe ödenmesine karar verilen nafaka türüdür. Talep olmadan bu nafakaya karar verilemez ve talep eden eşin diğer eşe göre daha fazla kusurlu olmaması gerekmektedir. Eşit kusur durumunun olması halinde de yoksulluk nafakasına karar verilebilir. Yoksulluk durumunun son bulması, ölüm, yeniden evlenme, evli gibi hayat sürme hallerinde bu nafakanın ortadan kalkması söz konusu olur. Aksi halde mevzuatta bir değişikliğe gidilmediği sürece nafaka süresiz olarak devam eder. Boşanma davasından sonra da yoksulluk nafakası dava ile talep edilebilir ise de, zamanaşımına uğramaması(TMK md. 178) bakımından boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren 1 yıl içerisinde harekete geçmek gerekmektedir. Zaten boşanma davasında talep edilmiş ve mahkemece talebin reddine karar verilmişse yoksulluk nafakası bir daha talep edilemeyecektir.
İştirak Nafakası
İştirak nafakası, yargılama bittikten sonra çocuğun velayeti kendisine verilmeyen anne veya baba tarafından çocuğun geçiminin sağlanabilmesi için ödenen katkı miktarıdır. Kusura bağlı değildir. Genellikle yargılama devam ederken yukarıda bahsettiğimiz şekilde çocuk lehine hükmedilen tedbir nafakası yargılama bittikten sonra iştirak nafakası olarak devam etmektedir. Şartların oluştuğunu gören hakimin ortada herhangi bir talep olmaması halinde de bu nafaka türüne hükmetmesi zorunludur. İştirak nafakası çocuk ergin olana kadar devam eder. Evliliğin kişiyi yaşına bakılmaksızın ergin kıldığını da burada ifade etmeliyiz. Eğitim hayatının devam etmesi halinde çocuk ergin olsa da nafakanın ödenmesi sürdürülür.
Yardım Nafakası
TMK’nın 364. madde düzenlemesi içerisinde yer alan bu nafaka türü daha önce ifade ettiğimiz gibi boşanma ile ilgili değildir.
Madde 364 - Herkes, yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve altsoyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür.
Kardeşlerin nafaka yükümlülükleri, refah içinde bulunmalarına bağlıdır.
Eş ile ana ve babanın bakım borçlarına ilişkin hükümler saklıdır.
Yardım nafakası, kanunda belirtildiği gibi yardım edilmediği takdirde zor ve muhtaç duruma düşecek olan bir kişinin açtığı davada, sayılan kişilerce yoksulluğa düşecek kişiye mahkeme tarafından karar verilmesi sonucu ödenen tutardır.
Nafakanın Yeterli Olmaması
Değişen hayat koşulları ve artan harcamalar karşısında karar verilen nafaka miktarı artık yeterli olmayabilir. Bu nedenle yasa koyucu kişiye nafaka artırım davası açma hakkı getirmiştir. Kişi haklı sebeplerini ortaya koymak ve bunları deliller ile desteklemek suretiyle açacağı dava sayesinde nafaka miktarının artırılmasını sağlayabilir.
Nafakanın Tahsili
Nafakanın ödenmediğini gören kişinin icra takibine girişmesi atması gereken adımlardan biridir. Nafakaya kanun koyucu tarafından ayrı bir önem atfedildiğinden icra işlemleri normal alacak takiplerine göre daha kolay olabilmektedir. Örneğin nafaka alacağının öncelikli olmasının yanı sıra maaş haczi gündeme geldiğinde 1/4 haciz sınırı uygulanmamakta ve miktarın(nafaka) tamamı kesilmektedir. Yine nafaka borcunun ödenmemesi durumunda İcra ve İflas Kanunu m. 344 uyarınca tazyik hapsi yolunun kullanılabilmesi de ayrı bir avantajdır. Her ne kadar belirli avantajlar olsa da bu sürece tek başına girişmekten ziyade bir avukata bırakmak hem işleri hızlandıracaktır hem de birçok sorun ile karşı karşıya kalmanın önüne geçecektir.
Görevli ve Yetkili Mahkeme
Boşanma ve nafakaya ilişkin dava ve işler aile mahkemesinin görev alanına girmektedir. Davaya bakmakta yetkili mahkeme ise taraflardan birisinin bulunduğu yer mahkemesidir.
NOT: Bu bilgilendirme yazısı bir öneri olarak veya kesin bir sonuç vaadi ile yazılmamıştır ve sadece bilgi sağlama amaçlıdır. İlgili yasalar değişmiş olabileceğinden ve/veya sorununuz özel bir durum oluşturabileceğinden olası çözümler ve hukuki yardım için lütfen Av. Enes Teker ile iletişime geçiniz.