Günümüz dünyasında globalleşmenin etkisiyle insanlar ve kurumlar sadece kendi ülkeleriyle sınırlı kalmamakta; iş, aile, eğitim ve ticaret gibi birçok alanda uluslararası ilişkiler ve işlemler artmaktadır. İnsanlar farklı ülkelerde yaşamayı, çalışmayı ve aile kurmayı tercih etmekte; ticari kuruluşlar ise sınır ötesi iş yaparak uluslararası pazarlarda varlık göstermektedir. Bu durum hukuki alanda da yeni ihtiyaçları beraberinde getirmekte ve yabancı mahkemelerde verilen kararların farklı ülkelerde tanınması ve icra edilmesi gerekliliğini doğurmaktadır.
Tanıma ve tenfiz davaları yurt dışında alınan mahkeme kararlarının Türkiye'de geçerli olmasını sağlamakta ve bireylerin ya da şirketlerin hukuki haklarını koruma altına almaktadır. Tanıma davası yabancı mahkeme kararının Türkiye’de sadece hüküm ve sonuçlarının kabul edilmesini sağlarken; tenfiz davası bu kararların Türkiye’de icra edilebilir hale gelmesini mümkün kılar. Globalleşmenin getirdiği uluslararası sosyal ve ekonomik ilişkilerin sağlıklı bir şekilde işlemesi açısından bu davalar büyük bir öneme sahiptir.
Tanıma ve tenfiz davaları günlük hayatta sıkça karşılaşılan şu gibi sorunlara çözüm sunmaktadır:
Eşimle Fransa’da boşandık ama Türkiye’de hala evli görünüyoruz. Ne yapmalıyız?
Mirasla ilgili uyuşmazlığı Almanya mahkemeleri önünde çözdük fakat Türkiye’de sorun devam ediyor. Nasıl bir yol izlemeliyim?
Bir İngiltere mahkemesinde kesinleşmiş olan ticari davayı Türkiye’de nasıl icra edebilirim?
Almanya’daki tahkimde kazandığım kararın Türkiye’de uygulanabilmesi için ne tür bir başvuru yapmalıyım?
Bu tür sorular karşılaşılan hukuki sorunlardan sadece birkaçıdır. Bu bağlamda tanıma ve tenfiz davaları yalnızca ticaret hukuku veya aile hukuku ile sınırlı kalmaz miras, tazminat ve diğer birçok hukuk dalındaki uluslararası uyuşmazlıkların çözümünde de kritik bir rol oynar. Yabancı mahkeme kararlarının Türkiye’de geçerli kılınması hem bireylerin hem de şirketlerin hukuki güvenliğini sağlamak için önemlidir. Bu davalar sınır ötesi ilişkilerdeki hukuki belirsizlikleri ortadan kaldırarak uluslararası adaletin yerelde uygulanabilirliğini temin eder ve tarafların haklarının korunmasına katkı sağlar.
Tanıma Davası
Tanıma davası yabancı bir mahkeme tarafından verilmiş olan kesinleşmiş kararın Türkiye’de yalnızca hüküm ve sonuçlarının tanınmasını sağlar. Bu dava genellikle boşanma kararları gibi kişisel statüyle ilgili hükümlerin Türkiye’de geçerliliğini sağlamak amacıyla açılmaktadır. Tanıma davasında yabancı mahkeme kararının Türk hukuku açısından bağlayıcı olması sağlanır ancak bu karar Türkiye’de cebri icra gücü kazanmaz. Örneğin, tanıma kararı bir boşanma davası sonucunda alınmışsa kişinin Türkiye’de medeni durumunun değişmesini sağlar.
Tenfiz Davası
Tenfiz davası yabancı bir mahkeme kararının Türkiye’de icra edilmesini, yani hukuki ve mali sonuçlarının cebri icra yoluyla uygulanabilir hale gelmesini sağlayan önemli bir hukuki süreçtir. Bu davalar özellikle nafaka, velayet, tazminat, borç tahsili içerikli kararların Türkiye’de de geçerli olmasını mümkün kılar. Tenfiz davaları yalnızca bireylerin hukuki haklarını korumakla kalmaz aynı zamanda uluslararası ticari ilişkilerin güven içinde sürdürülmesine önemli bir katkı sağlar. Yabancı bir mahkemede verilen ticari bir alacak kararının Türkiye’de uygulanabilir hale getirilmesi uluslararası ekonomik ilişkilerin sürekliliği açısından kritik bir rol oynar.
Kimler Tanıma ve Tenfiz Davası Açabilir?
Tanıma ve tenfiz davasını yabancı mahkeme kararından hukuki bir yarar sağlayacak olan kişiler açabilir. Örneğin, yurt dışında boşanmış bir kişi, boşanma kararının Türkiye’de geçerli olabilmesi ve medeni durumunun güncellenebilmesi için tanıma davası açabilir. Nafaka ya da tazminat yükümlülüğü gibi bir hakkın Türkiye’de icra edilebilmesi için ise tenfiz davası açması gerekecektir. Ayrıca, sadece davayı kazanan taraf değil davayı kaybeden tarafın da tanıma veya tenfiz davası açma hakkı bulunmaktadır.
Şartlar ve Gerekli Belgeler
5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’un 54. maddesi, tenfiz için gerekli şartları düzenlemektedir:
Karşılıklılık Esası (Madde 54/1-a):
Türkiye ile yabancı mahkeme kararının verildiği devlet arasında karşılıklılık ilkesine dayalı bir anlaşma bulunmalıdır.
Alternatif olarak, o ülkede Türk mahkemelerinin kararlarının tenfizine olanak sağlayan bir kanun hükmü veya fiili uygulama mevcut olmalıdır.
Türk Mahkemelerinin Yetkisiyle Çelişmeme (Madde 54/1-b):
İlâm, Türk mahkemelerinin münhasır yetkisine girmeyen bir konuda verilmiş olmalıdır.
Davalı tarafın itirazı durumunda kararın dava konusu veya taraflarla gerçek bir ilişkisi olmayan bir devlet mahkemesince verilmiş olmaması gerekir.
Kamu Düzenine Aykırılık (Madde 54/1-c):
İlâmın içeriği Türk kamu düzenine açıkça aykırı olmamalıdır.
Usulüne Uygun Çağrı ve Temsil (Madde 54/1-ç):
Kendisine karşı tenfiz istenen kişi yabancı mahkemeye usulüne uygun bir şekilde çağrılmış veya temsil edilmiş olmalıdır.
5718 sayılı Kanun’un 58. maddesine göre yabancı mahkeme kararının tanınabilmesi için öncelikle kararın tenfiz şartlarını taşıyıp taşımadığının mahkeme tarafından tespit edilmesi gerekmektedir. Karşılıklılık şartı ise tanıma işlemi için bir önkoşul olarak aranmaz. Ayrıca, mahkemeye çağrılmamış veya yokluğunda hüküm verilmiş bir kişi tanımaya ilişkin davada bu durumu Türk mahkemelerinde itiraz olarak ileri sürebilir.
Tanıma ve tenfiz davaları için gerekli belgeler şunlardır:
1. Yabancı Mahkeme Kararı
Yabancı mahkeme ilâmının o ülke makamlarınca usulüne uygun olarak onaylanmış aslı veya ilâmı veren yargı organı tarafından onaylanmış bir örneği.
2. Kesinleşme Belgesi
Kararın kesinleştiğini gösteren yazı veya belge. Bu belge, kararın verildiği ülke makamlarınca usulüne uygun şekilde onaylanmalıdır.
3. Apostil Şerhi (Eğer Gerekliyse)
Kararın verildiği ülke Türkiye ile Lahey Sözleşmesi’ne tarafsa, yabancı mahkeme kararının ve kesinleşme belgesinin üzerine apostil şerhi konulmalıdır. Eğer kararın verildiği ülke Lahey Sözleşmesi’ne taraf değilse, yabancı mahkeme kararı ve eklerinin konsolosluk onayı ile veya ikili sözleşmelere göre belirlenen usullere uygun şekilde onaylanması gerekebilir.
4. Noter Onaylı Türkçe Tercümeler
Yabancı mahkemenin verdiği kararın, kesinleşme belgesinin ve eklerin noter onaylı Türkçe tercümeleri yapılmalıdır.
5. Pasaport ve Nüfus Cüzdanı Fotokopisi
Başvuru sahibinin pasaportu ve noter onaylı tercümesi veya nüfus cüzdanının okunaklı fotokopisi gerekebilir.
6. Fotoğraflı ve Özel Yetki İçeren Vekâletname
Başvuruyu yapan kişinin avukatı tarafından temsil edilmesi durumunda fotoğraflı ve tanıma/tenfiz için özel yetki içeren vekâletname gereklidir.
Yurt Dışında Alınan Boşanma Kararlarının Türkiye’de Etkisi
Yurt dışında alınan boşanma kararları Türkiye’de otomatik olarak geçerli olmaz. Bu kararın Türkiye’de de hüküm doğurabilmesi için tanıma davası açılması gerekir. Aksi takdirde, kişi yurt dışında boşanmış olsa bile Türkiye’de hala evli görünebilir ve bu durum medeni haklarını kullanmasını engelleyebilir. Bununla birlikte, eşler birlikte nüfus müdürlüğüne başvurarak mahkeme kararı olmaksızın da boşanmanın tanınmasını sağlayabilirler. Ancak, boşanma kararında nafaka, velayet veya mal paylaşımı gibi ek hükümler bulunuyorsa bunlar için ayrıca tenfiz davası açılması zorunludur. Çünkü nüfus müdürlüğü sadece boşanmanın tanınmasıyla ilgilenir; diğer hususlar için yetkili değildir. Çocukların velayeti söz konusu olduğunda nüfus müdürlüğü durumu aile mahkemesine karar alınmasını talep edebilir. Dolayısıyla, yurt dışında boşananların Türkiye’de hak kaybı yaşamamaları için tanıma ve gerekiyorsa tenfiz süreçlerini tamamlamaları önemlidir.
Yurt Dışında Verilen Nafaka ve Velayet Kararları
Yabancı bir mahkeme tarafından verilen nafaka veya velayete ilişkin karar Türkiye’de tenfiz edilmediği sürece bağlayıcı kabul edilmez ve icra edilemez. Bu nedenle, yurt dışında verilen nafaka ve velayet kararlarının Türkiye’de icra edilebilmesi için tenfiz davası açılması gerekmektedir. Tenfiz kararı alındığında nafaka ve velayet kararları Türkiye’de geçerlilik kazanır ve icra edilerek tarafların haklarının etkin bir şekilde uygulanması sağlanır.
Ticari Alacak Kaydı İçeren Yabancı Mahkeme Kararlarının Tenfizi
Ticari alacaklara ilişkin yabancı mahkeme kararlarının Türkiye’de tenfizi, uluslararası ticari ilişkilerde güvenliği sağlamak açısından büyük önem taşır. Bu tür davalar yabancı bir mahkemede alınan ticari alacak kararlarının Türkiye’de geçerlilik ve icra kabiliyeti kazanmasını mümkün kılar. Özellikle ticari borçların tahsili, sözleşme ihlalleri veya zararların tazmini gibi konularda kararların hızlı ve etkin şekilde uygulanması tarafların haklarının korunmasına ve ticari ilişkilerde güven ile devamlılığın temin edilmesine katkı sağlar.
Yabancı Hakem Kararlarının Türkiye’de Tanınması ve Tenfizi
Yabancı hakem kararlarının Türkiye'de tanınması ve tenfizi uluslararası sözleşmeler ve yerel hukuk düzenlemeleriyle belirlenen bir süreçtir. Bu süreçte en önemli düzenleme 1958 tarihli New York Sözleşmesi'dir. Türkiye 1992 yılında bu sözleşmeye taraf olmuştur ve bu sözleşme yabancı hakem kararlarının karşılıklı olarak tanınmasını ve icrasını sağlar. Sözleşmeye taraf ülkelerde verilen hakem kararlarının Türkiye'deki mahkemeler tarafından tanınması ve tenfizi sağlanabilir. Ancak, sözleşmeye taraf olmayan bir ülkede verilen kararlar için Türkiye'deki uygulama 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'a dayanmaktadır. Bu kanun yabancı hakem kararlarının tanınması ve tenfizi için belirli şartlar getirmiştir.
Apostil Şerhi Nedir, Nereden Alınır?
Apostil şerhi, bir belgenin uluslararası alanda geçerli olabilmesi için belgenin doğruluğunun yetkili bir makam tarafından onaylanması işlemidir. 5 Ekim 1961 tarihinde kabul edilen Lahey Konvansiyonu'na dayanan bu sistem yalnızca üye veya taraf devletler arasında geçerlidir. Apostil bir belgenin doğruluğunun ilgili devletin yetkilendirdiği bir kurum veya bakanlık tarafından tasdik edilmesiyle sağlanır. Bu işlem belgenin başka bir üye veya taraf devlet tarafından yasal olarak kabul edilmesini mümkün kılar. Apostil şerhi Lahey Konvansiyonu'na taraf tüm ülkelerde geçerli sayılmakta olup genellikle dışişleri bakanlıkları veya yetkili resmi makamlar tarafından verilmektedir.
Türkiye’de apostil nereden alınır?
Apostil onayı ilçe kaymakamlıkları ve valiliklerin hukuk büroları tarafından yapılmaktadır. Adli belgelere ilişkin apostil işlemleri ise Ağır Ceza Mahkemesi bulunan merkezlerdeki Adalet Komisyonu Başkanlıkları tarafından gerçekleştirilmektedir.
Tanıma ve Tenfiz Davası İçin Türkiye’ye Gelmek Şart mı?
Tanıma ve tenfiz davası için Türkiye’de bulunmak zorunlu olmayıp yurt dışında bulunan kişiler bir avukata vekalet vererek Türkiye’de davayı açabilir ve takip edebilirler.
Görevli ve Yetkili Mahkeme
Yabancı mahkeme kararlarının tanıma ve tenfizinde görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemeleridir. Kararın içeriğine göre aile mahkemesi ve ticaret mahkemesi gibi asliye mahkemeleri de görevli olabilir. Tanıma ve tenfiz davasında yetkili mahkeme davalının Türkiye'deki yerleşim yeri, yoksa sakin olduğu yer mahkemesi, Türkiye'de yerleşim yeri veya sakin olduğu bir yer mevcut değilse Ankara, İstanbul veya İzmir mahkemelerinden biridir.
Commentaires