Trafik kazaları, her yıl milyonlarca kişinin hayatını etkileyen, bazen kalıcı, bazen geçici zararlar doğuran ciddi olaylardır. Kazalar yalnızca bedensel yaralanmalara yol açmakla kalmaz; aynı zamanda kişilerin malvarlıkları üzerinde de çeşitli zararlar yaratır. Bu noktada, kazazedelerin uğradığı maddi ve manevi zararları tazmin etme hakkı, sigorta hukuku ve tazminat talepleri ile güvence altına alınmaktadır.
Bir trafik kazası sonucunda uzuv kaybı, yaşam kalitesinde azalma, bedensel yaralanmalar veya çalışamama gibi kalıcı sıkıntılarla karşılaşan kişiler, uğradıkları zararlar için maddi tazminat talep edebilirler. Ayrıca, araç değer kaybı ve hasar bedeli gibi malvarlığına ilişkin zararlar da tazmin edilebilir. Yaşanan olayın yol açtığı manevi acı ve ıstırap nedeniyle manevi tazminat talebi de mümkündür. Bu yazıda, trafik kazalarıyla ilgili tazminat talepleri, sigorta hukuku ve bu süreçte izlenmesi gereken yolları ele alacağız.
Trafik kazası kaynaklı tazminatlar için adli yargıda dava açılabileceği gibi, sigorta şirketlerine başvurulduktan sonra (başvuru ön şartı) istenilen sonucun elde edilememesi (olumsuz cevap veya süresi içerisinde cevap verilmemesi ya da eksik ödeme yapılması) halinde Sigorta Tahkim Komisyonu'na da başvurulabilir. Kaza neticesinde kusurlu araç sürücüsünden, sigorta şirketinden, güvence hesabından (tamamı değil) ve araç sahibinden/işletenden taleplerde bulunulabilir.
Kusur Durumu
Trafik kazalarında kusur, tarafların sorumluluğunu belirleyen temel unsurdur ve kazaya yol açan ihmal, dikkatsizlik veya trafik kurallarına aykırılıkları ifade eder. Tazminat miktarının belirlenmesinde kusur oranı belirleyici rol oynar ve bu oran; kazanın gerçekleştiği yer, hava ve yol koşulları, kazaya karışan araçların ve sürücülerin durumu gibi çeşitli etkenler değerlendirilerek tespit edilir.
Kaza sonrasında belirlenen kusur oranına itiraz etmek mümkündür. Trafik kazalarında, her iki tarafın da kusurlu sayılabileceği durumlar mevcuttur. Kusurun büyük kısmı bir tarafta olsa bile, karşı tarafın az da olsa bir kusuru varsa zarar gören kişi, bu taraftan veya sigorta şirketinden tazminat talebinde bulunabilir. Her iki tarafın kusurlu kabul edildiği durumlarda ise sigorta şirketleri, yalnızca kendi müşterilerinin kusur oranı kadar tazminat ödemesi yapar ve taraflar da bu oranlar doğrultusunda tazminat haklarını kullanabilir.
Maddi Tazminat: Bedensel Zararlar, Hasar Bedeli ve Değer Kaybı
Trafik kazalarında, bedensel zararların yanı sıra malvarlığına ilişkin zararlar da tazmin edilebilir. Kazazede, kaza sonucu uğradığı bedensel kayıplar nedeniyle hem sağlık masraflarını hem de iş gücü kaybını sigorta şirketlerinden veya kazaya sebep olan kusurlu sürücülerden talep edebilir. Bu tür zararların tazminatı genellikle şu kalemler üzerinden hesaplanır:
Tedavi Masrafları: Kazadan sonra yapılan hastane tedavileri, ilaç giderleri ve fiziksel iyileşme sürecindeki masraflar. Ayrıca, gelecekte yapılacak tedavi ve rehabilitasyon giderleri de tazminat kapsamına girebilir.
Çalışamama ve Maluliyet: Kazanın sonucunda meydana gelen iş gücü kaybı veya kalıcı sakatlıklar, kişinin gelirini etkileyebileceğinden tazminatlara neden olabilir. Bu durum, özellikle kişinin mesleğini yapamaz hale gelmesi veya geçici/kalıcı iş gücü kaybı yaşaması durumunda önem taşır.
Bunların yanı sıra, trafik kazası sonucu aracın hasar bedeli ve değer kaybı gibi malvarlığına ilişkin zararlar da tazmin edilebilir. Araç sahibi, aracındaki değer kaybını ve kazadan kaynaklanan onarım masraflarını sigorta şirketinden veya kusurlu sürücülerden talep edebilir. Araç onarımının ardından meydana gelen değer kaybı, aracın piyasa değerindeki düşüşün karşılığıdır.
Manevi Tazminat ve Destekten Yoksun Kalma Tazminatı
Trafik kazası nedeniyle manevi tazminat talepleri de önemli bir yer tutmaktadır. Yaralanan kişinin yakınları, kaza sonucu yaşadıkları üzüntü ve acı nedeniyle manevi tazminat talep edebilirler. Kazazedeye yakın olan kişilerin de bu tazminat hakkından yararlanması, kazanın ardından yaşadıkları manevi acı ile doğrudan ilişkilidir.
Bir ölüm durumunda ise, vefat eden kişinin desteğinden mahrum kalan kişiler, "destekten yoksun kalma" tazminatını talep edebilir. Bu tazminat, ölüm nedeniyle kaybedilen gelir ve destek hakkını telafi etmeye yöneliktir. Ayrıca, ölen kişinin ailesi, tedavi masrafları, cenaze ve defin masrafları gibi giderler için de tazminat talep etme hakkına sahiptir.
Araç Mahrumiyet Bedeli (İkame Araç Bedeli)
Trafik kazaları sonucunda, kazazedelerin araçları kullanılamaz hale geldiğinde, araç mahrumiyet bedeli ya da diğer adıyla ikame araç bedeli, kazazedenin uğradığı ek maddi kayıpları tazmin etmek için talep edilebilecek bir ücrettir. Bu bedel, aracın onarım süresi boyunca veya aracın tamamen kullanılamaz hale gelmesi durumunda, kazazedenin araçsız kaldığı süreyi kapsar. İkame araç bedeli, kazaya sebep olan kusurlu sürücülerden ve aracın sahibi veya işletmecisinden talep edilebilir.
Sigorta Şirketinden Talep ve Sigorta Tahkim Komisyonu
Trafik kazası nedeniyle sigorta şirketlerinden tazminat talep edebilmek için ilk adım sigorta şirketine başvurmak olacaktır. Ancak bazen sigorta şirketleri talepleri reddedebilir, süre içinde cevap vermeyebilir ya da cevap verir ancak ödemeyi eksik yapabilirler. Bu durumda, sigorta tahkim komisyonu devreye girer. Sigorta şirketi ile çözülmeyen uyuşmazlıklar, Sigorta Tahkim Komisyonu'na başvurularak çözülebilir.
Sigorta şirketine başvuruda, gerekli tüm belgelerin eksiksiz bir şekilde sunulması önemlidir. Sigorta şirketine başvurunun nasıl yapılacağı ve gerekli evraklar hakkında bilgi almak için bir avukatın rehberliği oldukça faydalı olacaktır.
Zamanaşımı Süresi
Trafik kazası nedeniyle açılacak tazminat davası kapsamında talepler genellikle iki yıllık zamanaşımı süresine tabidir. Bu süre, kaza tarihinden itibaren başlar ve kazazede, bu süre içinde haklarını talep etmek zorundadır. Ancak bazı durumlarda trafik kazası ile bağlantılı olarak suç teşkil eden fiiller (örneğin taksirle yaralama) işlenmişse, o zaman suçun türüne göre belirlenmiş olan zamanaşımı süreleri uygulanır.
Adli Yargıda Dava Açılması Halinde Görevli ve Yetkili Mahkeme
Trafik kazasından doğan tazminat davasında görevli mahkeme, genel olarak Asliye Hukuk Mahkemesi olup, davanın sigorta şirketine karşı açılması durumunda sigorta şirketinin poliçeden kaynaklanan sorumluluğuna dayanılarak görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesi olacaktır. Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmayan yerlerde ise Asliye Hukuk Mahkemesi, Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla uyuşmazlığı çözer. Yetkili mahkeme ise davalının yerleşim yeri mahkemesi, kazanın meydana geldiği yer mahkemesi, zarara uğrayan tarafın ikametgah adresinin bulunduğu yer mahkemesi veya sigorta şirketinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesi olabilir.
Kaza Halinde Yapılması Gerekenler ve Trafik Kazası Dosyalarında Avukatın Rolü
Trafik kazası durumunda, ilk yapılması gereken şey, trafik kazası dosyaları ile ilgilenen bir avukat ile iletişime geçmektir. Ancak bu mümkün değilse, aşağıda sıralanan adımların takip edilmesi kazanın hukuki boyutuyla ilgili önemli bir başlangıç olacaktır:
- Kaza tespit tutanağı düzenlemek (taraflar arasında anlaşarak, mümkün değilse trafik polisi beklenecek)
- Araç değer kaybı, hasar bedeli gibi zararların sigorta hukuku ve ilgili diğer yasal düzenlemeler kapsamında giderilebilmesi için ruhsat, poliçe, ehliyet gibi belgelerin fotokopilerini almak veya fotoğraflarını çekmek
- Yaralanma veya ölüm halinde polisin gelmesini beklemek
- Üçüncü kişilerin mallarının zarara uğraması, alkollü olma, ehliyet yokluğu, yaş küçüklüğü gibi durumlarda polisin gelmesini beklemek
- Kazanın nasıl meydana geldiğini gösteren ve değişik açılardan fotoğraflar çekmek
- Sigorta şirketini bilgilendirmek
Trafik kazaları, kişilerin hem bedensel hem de malvarlıkları açısından büyük zararlara yol açabilmektedir. Sigorta hukuku, bu zararın tazmin edilmesinde önemli bir rol oynar. Kazazedelerin tazminat haklarını talep edebilmesi için doğru hukuki adımların atılması, sigorta şirketleriyle olan sürecin doğru yönetilmesi ve gerektiğinde Sigorta Tahkim Komisyonu'na başvurulması oldukça önemlidir. Kazazedelerin bu süreçlerde haklarını en etkili şekilde savunabilmesi için bir avukattan hukuki destek alması en doğrusu olacaktır.
Comentários